Hukuki Bilgi ve Haberler

20

Mayıs  2018

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ

Kategori : MİRAS HUKUKU

VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ

01

Nisan  1986

YALNIZCA TAPUDA GÖSTERİLEN DEĞERLE GERÇEK DEĞER ARASINDA AŞIRI FARK BULNMASI MİRASTAN MAL KAÇIRMA İDDİASININ KABULÜ İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR. TEMLİKİN MİRASTAN MAL KAÇIRMA AMACIYLA YAPILDIĞININ KANITLANMASI GEREKİR.

Kategori : MİRAS HUKUKU

YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 1986/2710
Karar Numarası: 1986/3772
Karar Tarihi: 01.04.1986

MİRASTAN MAL KAÇIRMAK
TENKİS DAVASI KOŞULLARI
ÖZETİ: Yalnızca tapuda gösterilen değerle gerçek değer arasında aşırı fark bulunması mirastan mal kaçırma iddiasının kabulü için yeterli değildir. Temlikin mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının kanıtlanması gerekir. Taraflara yapılan temlikler arasında davacı aleyhine bir oransızlık bulunmazsa, mal kaçırma amacından söz edilemez.

DAVA: Taraflar arasındaa görülen davada;

Davacı, aslında bağış olduğu halde mirastan mal kaçırmak amacıyla tauda muvazaalı olarak satış gsterilmek suretiyle davalı adına tesis olunan 179 ada 34 parsel sayılı taşınmaza ait kaydın iptalini, payı oranında adına tescilini istemiştir.

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazı satın aldığını, iddianın yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur.

Kaydın iptaline, payı oranında davacıadına tescilinie ilişkin kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili Av. (V.Y.) tarafından istenilmiştir: dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Dava, miras baırakanın davacı oğludan mal kaçırmak için tapuda satış göstermek suretiyle davalıya muvazaalı temlikte bulunduğundan bahisle iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Salt tapuda gösterilen değerle gerçek değer arasında aşırı fark bulunması iddianın kabulü için yeterli olmaz. Bunun yanı sıra 1.4.1974 tarhi, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere temlikin mirastan mal kaçırmak amacı ile yapılmış olduğunun kanıtlanması zorunludur. Dinlenen taaf tanıkları ile dosyadaki diğer delilerden miras bırakanı davacıya da bağış suretile taşınmaz mal temlik ettiği, böylece terekenin tümünün sağlığında mirasçılara geçmesini sağladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflara yapılan temlikler arasında davacı aleyhine bir oransızlık bulunmadığı takdirde mirastan mal kaçırma amacından söz edilemez. Hal böyle olunca miras bırakanın taraflara ve diğer mirasçılara yaptığı temlikler arasında değer bakımından mirastan mal kaçırma amacına yönelik bir oransızlık bulunup bulunmadığının incelenmesi ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile davanın kablüne karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenden ötürü HUMK'nu 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.4.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YALNIZCA TAPUDA GÖSTERİLEN DEĞERLE GERÇEK DEĞER ARASINDA AŞIRI FARK BULNMASI MİRASTAN MAL KAÇIRMA İDDİASININ KABULÜ İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR. TEMLİKİN MİRASTAN MAL KAÇIRMA AMACIYLA YAPILDIĞININ KANITLANMASI GEREKİR.